
Filmekimi’nden aklımda kalan Vermiglio ile ilgili bir şeyler yazmak istedim. Eylül’de İtalya’da vizyona giren, Venedik Film Festivalinde jüri özel ödülü alan bu filmi Filmekimi sayesinde izlemek gerçekten büyük şans. Filmi Atlas Sinemasında izledim. Orasının atmosferinden midir yoksa aynı hevesle kocaman salonu dolduran insanların sinerjisinden midir benim için çok güzel bir gün ve deneyim oldu. O günü düşünce hala gülümsüyorum.
Filmekimi’nde daha önce film izleyenler bilir ara verilmez. Film 2 saatti ve zaman nasıl geçti anlamadım. Film İtalyan Alplerinin tepesindeki bir dağ köyü Vermiglio’da geçiyor. Vermiglio aynı zamanda filmin yönetmeni Maura Delpero’nun da babasının çocukluğunun geçtiği köy. Gitmeden biraz Vermiglio ile ilgili görsellere bakmıştım. Hem kışı hem baharı ayrı güzel fotoğraflar vardı. Acaba filmde de böyle güzel manzaralar görür müyüz diye düşünürken film kış mevsimi ve kar manzaraları ile başladı. Sonra bahar geldi ve doğa uyandı. Vermiglio’nun hem kış hem bahar manzaralarını görmek çok güzeldi. Film manzaraları ile gözümüzü ve ruhumuzu besledi.
Konusu II. Dünya Savaşı’nın son döneminde Vermiglio köyüne gelen bir asker ile köy öğretmeninin kızı arasındaki ilişki ve aynı zamanda da ailenin kendi içindeki ilişkilerini anlatıyor. Kalabalık bir ailede kardeşlerin birbirleri ile iletişimi insanı etkiliyor. Konuşmalar hep hayat üzerine. Hayata çok yakın bir film hissi verdi salondan çıktığımda. Özellikle çocuk oyuncuların aralarındaki konuşmalar, olaylara bakış açıları beni derinden etkiledi. Filmlerden replikler çok az aklımda kalır ama bu filmden bir replik hep aklımda. Film ile ilgili bir spoiler vermeden 🙂 aylar geçtikten sonra yaşadığı acı karşısında ilk kez ağlayan ablalarının ağlamasına yaptıkları yorumları çok düşündürücüydü. Filmi izleyenler bu sahne için ne düşündü merak ediyorum.
Eğer vizyonda ya da dijital platformlarda karşınıza çıkarsa film izlemenizi tavsiye ederim. Güzel duygular bırakıyor.
