Bu bayram Puglia bölgesi yani İtalya’nın topuk bölgesini gezdik. Gitmeden önce internetten araştırma yaptım. Önce Türkçe bloglardan, ardından İtalyanca sitelerden ve Instagram’ın önerilerinden faydalanıp.
Genelde Türkiye’den gidenler Bari’ye direk uçak olduğundan Bari’den başlayıp, topuğun dışından dolanıp bir elips çizerek, sonra topuğun içine ve en son da Bari’de bitirecek şekilde bir rota çiziyor. Biz bu rotanın dışına çıkıp biraz daha farklı bir tur yaptık. 5 günlük tatilde genel geçer değil de zevkimize hitap eden yerleri gezmeye çalıştık. Tavsiyem ne istediğinizi önceden belirlemeniz. Çünkü bölge her zevke hitap edecek seçenekler sunuyor.
Puglia yazı serisine başlamadan önce rotanızı oluşturmanız ve nasıl bir tatil yapmak istediğinize dair samimi ve gerçek bilgiler vermek istiyorum. Çünkü benim okuduğum herkes gittiği yeri övüyor, bir tane “Şurayı beğenmedim” diyen yok. Her yer güzel, her yer görülesi.
Öncelikle bizim gittiğimiz dönem bayram haftası Haziran’ın ilk haftası olduğundan hava çok ısınmamıştı. Normalde bu dönem 30 derece civarı seyredermiş Puglia’da. Fakat bu sene 20 -25 derece civarındaydı. Puglia’ya gitmeyi planlayanlar eğer kültür turu size sıkıcı geliyorsa, mutlaka denize gireceğiniz bir dönem gidin Puglia’ya. Ben şahsen kültür turuna bayılan biri değilim ve bu yüzden 1-2 gün sonra küçük şirin kasaba konseptinden içim sıkıldı ve değişiklik istedim. Yaklaşık 45 dakika 1 saat içinde güzel şehri geziyorsunuz. Sonra kafesinde oturup bir kahve içip veya bir öğle yemeği yiyorsunuz. Yapacak şey bitiyor. Oysa denize girme imkanı olsa güzelim turkuaz koyların olduğu plajlarda güneşlenip yüzebilir veya kaldığınız otellerin havuzunda yüzüp, kitap okuyup dinlenebilirsiniz. Tabi yüksek güneşin altında Alberobello gibi kasabaları gezmek de zor olacaktır ama o zaman akşamüstü saatleri tercih edilebilir. İlk tavsiyem bu. Sıcaklığın 28 derece civarında olduğu bir dönem gitmek en güzeli olur. Aslında Haziran başı en ideal dönem olsa da bizim şansımıza bu sene 10 derece düşükmüş sıcaklıklar. Türkiye’de insanlar denize girerken biz Puglia’da 1 saatliğine doluya bile denk geldik! Kar tutan yolun resmini çektim ilerleyen zamanlarda paylaşacağım.
Genellikle bloglarda paylaşılan rotalar hep aynı. Bahsedilen kasabalar da birbirine oldukça benziyor. Küçük beyaz bakımlı evler, çiçekli balkonlar, güzel kafeler. Herkeste uyandırdığı duygular farklı olur gidilen yerlerin mutlaka. Bu yazıda özellikle şunu amaçlıyorum. Eğer denk gelir de Puglia gezisi öncesi bu yazımı okursanız, her yeri göreceğim diye uğraşmayın. Gerçekten çok yorucu. Bana göre en güzel olan yerleri ve neden güzel bulduğumu kısaca özetleyip yazacağım.
Polignano a Mare: İki dik yamacın arasında berrak bir deniz ve düz bir plaj. Biz gittiğimizde hava serindi ama Redbull’un bir organizasyonu nedeniyle dik kayalıklardan atlanıp denize uçuyorlardı. Uzaktan biz de seyrettik. Ayrıca sokak araları dolaşmalı güzel bir kasaba. Dünyaca ünlü restoran Grotta Palazzese de burada. Bir kişi öğlen veya akşam yemek 220 Euro.
Alberobello: Unesco koruma kapsamında trullo adı verilen cüce evleri gibi masalsı bir yer. Ama 1 saat içinde dolaşıp bitirebileceğiniz küçücük bir yer. İyi ki otelimizi burada ayarlamamışız dedik. Çok tereddütte kalmıştım bu özel yerde kalsak mı diye. Aklımı seveyim dedim gittiğimde. Hele buralarda 1 hafta veya 2-3 gün bile kalındığını düşünemiyorum. Büyülü bir yer mutlaka görülmeli orası ayrı.
Diğer gördüğümüz yerler Locorotondo, Martina Franca, Taranto, Castellana Grotte. Fakat buraları mutlaka görün demiyorum. Zamanınız varsa gezin.
Lecce: Lecce Ferzan Özpetek filmlerinin çekildiği küçük turistik kasabalardan sonra biraz daha büyük bir şehre gelmenin mutluluğunu yaşatan güzel bir şehir. Ben Lecce’yi çok sevdim. Tarihi kısmını da modern şehir kısmını da. Küçük kasabalar, dar sokakları gezdikten sonra büyük bir şehre gelmek insanı mutlu ediyor.
Lecce’den Otranto’ya geçerken yine alışılanın dışında otobanı değil de uzun ve virajlı olan sahil şeridini kullandık. Buralardaki plajlar gerçekten çok güzel. Özellikle Serseri Mayınlar filminde de geçen Baia dei Turchi ve Baia dell’Orso. Sadece resim çekebildik. Hava soğuktu. Zamanınız varsa ve hava güzelse gidin. Yoksa görmek için uğraşmayın.
Otranto: Tarihe meraklılar için bu rotada kaçırılmaması gereken yer Otranto. Tepeye kurulmuş, diğerlerine göre daha büyük, kalesi olan bir şehir Otranto. Osmanlı’nın İtalya topraklarında sahip olduğu tek yer. Ahmet Gedik Paşa, Fatih Sultan Mehmet’i her yerde okuyabiliyorsunuz. Öldürülen hristiyanların kemiklerinin sergilendiği kilise çok etkileyici. Eşim tarih meraklısı ve sürekli okur. Bu şehir adeta onu büyüledi.
Ostuni: Puglia rotasında gezilen küçük kasabaların içinde en büyüğü veya belki de en zengini Ostuni olabilir. Biz öyle bir izlenim edindik. Geniş meydanı çok güzeldi. DJ bütün meydana çalıyordu ve kafeleri çok canlıydı. Ayrıca kaldığımız masseria denilen köy/çiftlik evi de bu Ostuni’deydi. Ostuni ile ilgili anlatacak çok deneyimimiz var. Michelin yıldızlı bir restoranın misafirliğinde katıldığımız kalabalık İtalyan sofralı akşam yemeği ve bu yemeğin gerçekleştiği sahipleri St. Martins mezunu mimarı ödüllü yalın Masseria Moroseta, konakladığımız belki de bölgenin en özenli yeri olan Masseria Cervarolo, ve gerçek bir masseria olan, bahçesi 2000 yıllık zeytin ağaçlarıyla dolu zeytincilik turuna katıldığımız Masseria Brancati. Ostuni’de yapılacak çok şey var.
Baia delle Zagare: Puglia turu dendiğinde Türkiye’de bur turu yapanlar genellikle Bari’den başlayıp Bari’de biten turu takip ediyorlar. Oysa Puglia bölgesi aslında çizmenin yukarısındaki çıkıntıyı da içeren milli park Gargano’yu da içeriyor. Fakat sanırım yol uzak olduğundan gidenler bu bölgeyi rotaya katmamış. Muhteşem bir doğa, turkuaz bir deniz, ülkemizdeki D-maris otelini çok andıran harika bir plaj. Denize girme imkanımız olmasa da o gün hava çok güzeldi (28 derece civarı) ve kumsalında güneşlenme şansını yakaladık. Deniz buz gibiydi.
Bari merkezi yazmıyorum ama eğer İtalya’lara gelmişken biraz da dükkan gezeyim, bıktım kültür turundan, kilise, müze ve kale gezmekten diyecek olursanız Bari’de dolaşabilirsiniz. Prada, Gucci gibi dükkanlar bile vardı Bari’de. Alışveriş caddeleri, trafiğe kapalı olan Via Sparano ve çevresi. Sığ bir yorum olmasın, sadece alışveriş caddelerinden ibaret değil. Bari’nin eski şehri de çok güzel. Nerede yemek yiyelim derseniz tereddüt etmeden önereceğim Giampaolo var. Bence bu tatil süresince Bari’de kalmaya gerek yok. Bizim uçağımız sabah çok erken olduğundan sadece son geceyi geçirmek adına uygun fiyatlı bir otelde kaldık Bari’de.
9 günlük bayram tatilinden sonra şimdi iş başı yapma zamanı. Hafta içinde diğer Puglia yazılarıyla sizlerle olacağım. Ciao!
Yazıları link kullanarak paylaşabilirsiniz. Vera Eğitim, 2019 Haziran, Istanbul