Ünlü İtalyan fotoğrafçının yıllar boyunca gizli kalmış olan en iyi fotoğrafının hikayesi.

Il Tuffatore – The Diver – Fotoğraf: Nino Migliori
“ İtalya İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar doğdu. Özellikle savaş yıllarını Bologna’nın bombardımanından saklandığı ama Almanlar tarafından tutsak edilmekten korktuğu için harcayan bir çocuk için gerçekten en güzel zamandı.
Bu fotoğrafı Rimini’de 1951’de çektim. O zamanlar, Bologna’daki insanlar için hem ekonomik hem kolay ulaşım açısından popüler bir deniz kıyısıydı. Küçükken ailem çok getirirdi bu kıyıya, astımıma iyi geldiği için. Ama o zaman 25 yaşındaydım ve nadiren sahile giderdim.
O gün, limana gitmeden, insanları ve geçen tekneleri izlemek için kasabanın çevresinde dolaştım. Rıhtımda oynamaya, şaka yapmaya ve birbirlerini atmaya çalışan bazı çocuklar vardı. Her pazar oraya gidip dalış yarışmaları yaparlardı.
Fotoğrafdaki çocuklar kardeşlerdi. Genç olan oturuyor diğeri ise onun üzerinden atlayıp dalıyordu. Çok zordu çünkü hızını ayarlamak için sadece 2 ya da 3 metresi vardı. Diğer çocuk ise darbe yememek için kafasını eğiyordu.
Bu fotoğraftan önce yüzlerce kare çektim, birçoğu ödül kazandı ama bunu hiçbir yarışmaya sokmamıştım o yüzden uzun süre saklı kaldı. Ve yıllar sonra bir Amerikalı galeri sahibi İtalya’ya geldi ve çalışmama aşık oldu. Özellikle buna aşık oldu ve orijinalini satın aldı.
O zamandan beri ikonik bir roman gibi oldu. 2010’da Bologna gazetesinde bu çocukları tanıyan var mı diye haber yapıldı. Tabiki birçok insan akrabaları olduklarını iddia ederek gazeteye yazdılar. İki ay boyunca gazete hergün mesaj aldı. Herkes para kazanırım düşüncesi ile bu fotoğrafla bir bağlantısı olmasını istedi. Fakat iddiaların hiçbirini doğrulayamadık.
Çalışmalarım her zaman keşfedici olarak adlandırılabilirdi. Savaştan sonra Bologna’daki fotoğrafçıların kulübüne katıldım ve yeni insanlar ve yerler keşfetmeye başladım. Savaş yıllarında eksik olan basit şeylerin tadını çıkarabildik: sokaklarda yürümek, yeni arkadaşlar edinmek, evlerinde yemek yemek, dans etmek.
Hayatımı kazanmak için yaptığım başka işlerde vardı ama boş zamanlarımda kendimi fotoğrafçılığa adamıştım. Güney İtalya’ya seyahat ettim ve haftalarca ailelerle birlikte yaşayıp, onlarla yemek yiyip, onları tanımaya başlamıştım. Başlangıçta kameranın farkındaydılar ve durup poz verirlerdi, ancak bir süre sonra rahatladılar ve görüntüler daha doğal hale geldi.
İtalyan ressamlarla da çok zaman geçirdim. Nasıl çalıştıklarını, onları nelerin motive ettiğini görmek istedim. Bilhassa Peggy Guggenheim ile yakın olan Tancredi Parmeggiani ile iyi arkadaş oldum. Beni Peggy ile Venedik’te tanıştırdı ve onun fotoğraflarını çekmeye başladım. Birçoğu şu an Guggenheim müzesinde Venedik ve New York’ta asılı. ”
Kaynak: https://www.theguardian.com/artanddesign/2018/feb/14/nino-migliori-best-photograph-the-diver