İtalyan Lisesi’ndeyken edebiyat dersini 1400’ler, 1500’ler, 1600’ler diye okurduk. Hatta il quattrocento yani dörtyüz derdik, başına “bin” koymazdık. O dönemlerde en çok 1500’leri severdim. Okulda öğrenciyken de daha sonra özel ders verdiğim 15 yıl süresinde de binbeşyüzlerden Machiavelli’yi çok severek okudum ve anlattım.
Hatta daha sonra üniversite yıllarında seçmeli olarak aldığım Bilimsel Düşüncenin Gücü adlı derste düşünür olarak Machiavelli’yi seçip, en yüksek notu almıştım. O zamanlar olağan saydığım, herkesin bildiğini sandığım bu bilgilerin aslında ne kadar kıymetli olduğunu ve büyük bir bilgi zenginliğine sahip olduğumu şimdi anlıyorum.
Geçtiğimiz günlerde adını hatırlayamadığım bir köşe yazarı da politik durumu Machiavelli’nin Il Principe adlı kitabında anlattığı ve herhangibir hükümdarın koltuğunu korumak için tavsiyeler verdiği bu kitabından alıntılarla açıkladı. Şu an politikaya girmek niyetinde değilim.
Asıl size virtù e fortuna, yani şans ve erdem bölümüyle ilgili bir yazı yazmak istiyorum. Yaşım daha küçükken herşeyin elimizde olduğunu düşünürdüm. Şans, kader, kısmet gibi faktörlerin hayatta minimum olduğuna inanırdım. Oysa yaş ilerledikçe ne yaparsak yapalım kaderi değiştiremeyeceğimiz düşünceleri ağır basmaya başladı. Machiavelli de yazısının son bölümünde şans ile emek vermenin, tedbir almanın ağırlıklarını karşılaştırıyor. Ve yarı yarıyadır diyor. Sizce nasıl? Şans mı daha önemlidir hayatta? Bir şeyler için çalışmak, veya kötü şansı önlemek için tedbir almak mı?
Her ne kadar Machiavelli’nin Hükümdar kitabı politikaya yönelik olsa da, hayata dair çok güzel değerlendirmeler ve fikirler barındırıyor. Okurken düşündürüyor. Tarihten verdiği örnekler kültürel zenginlik katıyor. İnce bir kitap, 127 sayfa. Herkese gönülden tavsiye ederim.
Tuğçe Özgen, Vera Eğitim, İtalya’da Eğitim, vera@veraedu.com