İtalya’nın kendine has yemek komplekslerinden biri Eataly. Geçen akşam grupça Zorlu’daki Eataly’de toplandık.
Böyle büyük yemek yenilen, aynı zamanda gıda alışverişi yapılan çok bölmeli yemek kompleslerini çok sevmiyorum. Bana fabrika yemekhanelerini hatırlatıyor. Fakat yine de Eataly’yi sevmem için çok neden var.
Ülkemizde İtalyan restoranına gidip de, menüde bir sürü gramer hatası gördüğümde, ya da o restoranın sahibinin daha önceden kebapçı ustası olduğunu öğrendiğimde ister istemez nasıl bir ülkede yaşıyoruz ve aslında işinin uzmanı olmak değil bu kadar da önemli değil mi diye sorular geliyor aklıma. Üzülüyorum. (Çalışmaya devam, durmak yok) Bu nedenlerden ötürü Eataly’nin gerçek bir İtalyan olduğunu hissediyorum. Menüsünün İtalya’dakilerle aynı olduğunu farkediyorum. Bir çok malzemenin ithal etmesinin ne kadar zor olduğunu bildiğimden bu anlamda yaptıklarının kolay olmadığını tahmin ediyor ve takdir ediyorum.
Geçen sene yine Eataly’de İtalyan Ekmek sanatları kursuna katıldığımda hocamız İtalyan’dı. Yardımcı 2. öğretmen (daha genç olan) İtalyan Lisesi mezunu, üniversitede İtalya’da gastronomi eğitimi aldıktan sonra bir çok yerde İtalya’da çalışmış deneyimli bir şefti. Daha önce MSA’daki benzer bir İtalyan mutfağı kursunda mesela aynı İtalyan gerçekliğini ve orjinalliğini görememiştim açıkçası. Bu gibi ince detaylar bende Eataly’ye saygı uyandırıyor.
Zaten ilk açıldığı zaman aynı anda Jamie’s Italian, ve Micehlin yıldızlı Bottura şefin restoranları da açılmış, “bu kadar İtalyan nasıl tutunacak?” diye fokurtu yaratmıştı. Bottura çoktan kapattı, Jamies’i ise kimseden duymuyorum. Zaten Jamie’s diye İtalyan lokantası mı olur değil mi? 🙂
Eataly ile ilgili bir sürü şey var aklıma gelen. Hangi birini yazsam diye düşünüyorum? Geçen ay Milano’ya gittiğimde son dönemin popüler mekanlarından Porta Garibaldi’de dolaşırken Eataly’nin önünde buluşmak üzere sözleştik. Baktım 10. yılını kutluyor. Meğer ne kadar yeniymiş. Bu kadar yeni ama dünyaya yayılmış. İtalyan mutfağının ne kadar sevildiğinin bir göstergesi daha. Herşeyden öte konsepti insandan ilgi uyandırıyor. Geçen ay mesela “pirinç festivali ” vardı. Pirinçle yapılan 5 yemek çeşidi için stand açılmış, tadım yapılıyordu. Sushi’den tutun pirinçli geleneksel yemeklere festival havası çok eğlenceliydi.
Zorlu’daki yemekte boğaz manzaralı terasta oturduk. Et – balık bölümünde. (Carne e Pesce) Bu aralar havalar soğuk gitmesine rağmen şansımıza hava çok güzeldi. Ve hafta içi olmasına rağmen her masa doluydu. Önceden gidip yer tutmak isteyen (çünkü rezervasyon yapılmıyor) arkadaşımıza sonradan hak verdik. Yediğimiz yemekler kusursuzdu, tatlılar da öyle.
Bütün bu güzelliklere rağmen Eataly hiçbir zaman, beyaz kolalı örtülerde fine dining bir yemeğin yerini tutamıyor. Benim için özel bir akşam gidilecek bir yer olarak aklıma gelmiyor. Zaten öyle bir iddaları da yok.
Filetto al balsamico
Bistecca di manzo
Panna cotta
Tiramisu
Buon appetito! 🙂
Vera Eğitim, İtalya’da Eğitim / vera@veraedu.com